Karlar Kraliçesi ve Ahşap Ustasının Sırrı
Bir zamanlar, sonsuz beyazlıklarla kaplı, kışın hiç bitmediği soğuk bir ülkede Karlar Kraliçesi hüküm sürermiş. Buzdan sarayında yaşar, krallığını hep daha soğuk ve daha beyaz yapmayı istermiş. Fakat bu dondurucu güzelliğin ardında derin bir yalnızlık ve keder saklıymış; çünkü Kraliçe’nin yüreği bir zamanlar kırılmış ve bu yüzden taşa dönüşmüş.
Aynı ülkede, Arif adında iyi kalpli bir ahşap ustası yaşarmış. Arif’in yaptığı oyuncaklar ve minik ahşap heykeller, kasaba halkının yüzünü güldürür, çocukların hayallerine dokunurmuş. Bir gün Arif, dağdan getirdiği bir kütüğün içinde parlak bir taş bulur. Bu taşın sihirli olduğundan habersiz, onu en güzel eserine koymaya karar verir.
Tam o sırada, Arif’in dükkanına üç peri girer. Minicik kanatlarıyla uçuşan bu periler, taşın Karlar Kraliçesi’nin kayıp kalp parçası olduğunu söylerler. “Eğer bu taş, gerçek bir iyilikle birleşirse, Kraliçe’nin kalbi yeniden atacak ve ülke yeniden baharı görecek,” derler.
Arif, şaşkın ama cesur bir şekilde perilerin sözünü dinler ve taşı, sevgisini katarak oyduğu bir kalbin tam ortasına yerleştirir. Ancak Kraliçe’nin soğuk ve kudretli orduları, bu taşın peşindedir. Çünkü Kraliçe, kalbinin eksik parçasını geri istemektedir, ama hâlâ içindeki gerçek sevgiyi hatırlamamaktadır.

O gece, Arif’in atölyesine iki cin gelir. Biraz muzur ama kalpten iyi olan bu cinler, Arif’e yardım etmeye karar verir. Cinler, Arif’in eserini koruyacak büyülü bir kalkan yapar ve ona sihirli bir değnek verir. “Bu değnek, kalpten bir dileğini yerine getirir,” derler.
Ertesi sabah, saraydan bir uçan halı gelir. Halının üstünde, Kraliçe’nin habercileri vardır. “Karlar Kraliçesi seni sarayına davet ediyor,” derler. Arif, korkusuna rağmen cesaretini toplayarak binip gider.
Yolda, ejderhalarla dolu tehlikeli bir vadiden geçer. Ejderhalar korkunç görünür ama aslında kalbi temiz olanlara zarar vermezler. Arif’in iyi niyeti ve cesareti, ejderhaları sakinleştirir. Ejderhalar ona yollarını kaybetmemesi için gökyüzünde rehberlik eder.
Sonunda buzdan saraya varırlar. Kraliçe, Arif’in elindeki ahşap kalbi görür. Bir an için Kraliçe’nin gözleri yumuşar, ama yedi başlı dev ona “Bu adamın kalbini dondur, Kraliçem!” diye fısıldar. Kraliçe tereddüt eder.
Arif, cesurca öne çıkar. “Bu senin kalbinin parçası. İstersen al. Ama lütfen ülkeni ve halkını yeniden ısıt,” der. O an, Arif’in sözlerinden etkilenen Kraliçe’nin taş kalbi bir an için çatırdar.
Kraliçe’nin eline kalbi veren Arif, sihirli değneğini kullanarak içinden tek bir dilek tutar: “Kraliçe yeniden sevgiyi hatırlasın.” Bir anda, karlar erimeye, sarayın buzdan duvarları çiçeklerle kaplanmaya başlar.

Kraliçe’nin gözlerinden yaşlar süzülür. Kayıp kalp parçası yerine oturur ve yüreği yeniden atmaya başlar. Ülkeye bahar gelir, karlar çekilir, toprak uyanır. Kraliçe ilk kez gülümser ve Arif’e teşekkür eder.
Kraliçe, perileri, cinleri ve ejderhaları yanına alarak Arif’in köyünü ziyaret eder. Kasabada kocaman bir şenlik düzenlenir. Arif’in iyiliği ve cesareti, ülkenin kaderini değiştirir.
Ve o günden sonra Karlar Kraliçesi’nin sarayında hep bir pencere açık kalır; dışarıdan güneş girsin, içeri sevgi dolsun diye…