Külkedisi ve Uyuyan Güzel’in Sihirli Macerası

Külkedisi ve Uyuyan Güzel’in Sihirli Macerası

🎧 Külkedisi ve Uyuyan Güzel’in Sihirli Macerası Masalını Sesli Dinleyin

Bir varmış bir yokmuş… Uzak diyarlarda, rengarenk çiçeklerin açtığı, kuş cıvıltılarının yankılandığı güzel bir krallık varmış. Bu krallıkta herkes mutlu ve huzur içinde yaşarmış. Krallığın en bilinen kişileri ise yakışıklı bir prens, zarif bir prenses, iyi kalpli Külkedisi, güzelliğiyle dillere destan Uyuyan Güzel ve yardımsever cücelermiş.

Bir sabah güneş ışıkları sarayın altın kubbelerine vururken, Prenses bahçede gezinirken bir haberci gelmiş. Haberci nefes nefese, “Prensimiz ormanda kayboldu!” demiş. Bu haberi duyan Külkedisi ve Uyuyan Güzel, hemen prensesin yanına koşmuş. Hep birlikte prensi bulmak için yola çıkmaya karar vermişler.

Külkedisi, yanında her zaman taşıdığı küçük fenerini almış. Uyuyan Güzel ise çiçeklerden yaptığı küçük bir taç takmış; çünkü ormanın derinliklerinde karanlık ve korkutucu yerler olduğunu biliyorlarmış ve cesarete ihtiyaçları varmış.

Ormanın girişinde onları yardımsever cüceler karşılamış. Bu cüceler her zaman iyilik yapmak isteyen, kalpleri sevgi dolu küçük varlıklarmış. Külkedisi ve Uyuyan Güzel, cücelere prensi aradıklarını anlatmış. Cüceler hemen yardım etmeyi teklif etmiş. “Biz ormanı çok iyi biliriz,” demiş en yaşlı cüce, “Sizi prense götürebiliriz!”

Külkedisi ve Uyuyan Güzel’in Sihirli Macerası

Külkedisi, cücelerin rehberliğinde ince patikalardan yürürken düşen dalları toplamış ve yolu açmış. Uyuyan Güzel ise güzelliğiyle etrafı aydınlatıyor gibiymiş; çiçekler bile onun geçtiği yolda daha bir canlı görünüyormuş.

Bir süre sonra derin ve sessiz bir gölün kenarına varmışlar. Göl öyle durgunmuş ki gökyüzü bile sanki gölün içinde yaşıyor gibiymiş. Tam o sırada, prenses gölde bir şeyin parladığını fark etmiş. Daha dikkatli bakınca bunun prense ait gümüş bir kılıç olduğunu anlamış.

Cüceler, “Prens yakınlarda olmalı!” demiş. Hep birlikte seslenmişler: “Prens! Prens!” Seslerine yankı cevap vermiş. Külkedisi, sabırla etrafı araştırmış ve ayak izlerini görmüş. “Bu izler prensimize ait olmalı,” demiş.

İzleri takip ederken, kalın bir çalılığın arkasında Prensi baygın halde bulmuşlar. Prens düşmüş ve ayağını incitmiş. Uyuyan Güzel hemen eğilip prensi uyandırmaya çalışmış. Prens gözlerini yavaşça açmış ve gülümsemiş: “Siz burada mısınız? Ne kadar şanslıyım ki dostlarım var!”

Cüceler, prensi taşımak için omuz omuza vermiş. Külkedisi prense destek olmuş, prenses ise yol boyunca prense cesaret vermiş. Nihayet gün batımında saraya dönmüşler. Saray halkı onları alkışlarla karşılamış.

Külkedisi ve Uyuyan Güzel’in Sihirli Macerası

Kral ve kraliçe, çocuklarının sağ salim dönmesine çok sevinmiş. “Birbirinize olan dostluğunuz ve yardımlaşmanız sayesinde bunu başardınız,” demiş kraliçe. O günden sonra, krallıkta dostluğun ve yardımlaşmanın önemi daha da iyi anlaşılmış.

Masalımız burada bitmiş ama Külkedisi, Uyuyan Güzel, yardımsever cüceler ve prens ile prensesin dostluğu sonsuza kadar sürmüş. Onlar her zaman birbirlerine destek olmuş ve her zorluğun üstesinden birlikte gelmişler.

Ve gökyüzünde yıldızlar parlamaya devam ettiği sürece, onların bu güzel hikâyesi de hep hatırlanmış.
Gökten üç elma düşmüş; biri onları okuyanların, biri bu güzel kahramanların ve diğeri de dostluğun başına…

Masalı Hemen Paylaşın!