Bezelyenin Sırrı ve Sihirli Ormandaki Macera
Bir varmış bir yokmuş, uzak diyarlarda, yüksek dağların ardında, gür ormanların arasında, küçük ama çok güzel bir krallık varmış. Bu krallığın sevgi dolu ve merhametli bir prensesi varmış. Adı Elara’ymış. Elara’nın en büyük sırrı ise, yastığının altına koyduğu küçük bir bezelyeymiş. Bu bezelye, ona anneannesinden kalmış ve “Gerçek kalbin sesini dinlersen, doğru yolu bulursun” diye bir sır taşıdığı söylenirmiş.
Bir gün Elara, krallığın dışında uzun bir yürüyüşe çıkmış. Ormanda gezinirken aniden etrafı soğumuş ve hafif bir sis yayılmış. Karanlık ağaçların arasından birden uzun, siyah pelerinli, gözleri pırıl pırıl parlayan kötü bir cadı çıkagelmiş. Cadının adı Morvena’ymış. Morvena, Elara’nın kalbindeki iyiliği kıskanır, onun mutluluğunu bozmak istermiş.
Morvena, ince ve alaycı bir sesle, “Prenses Elara, sana bir teklifim var. Eğer şu sihirli ormanda kaybolmadan Sihirli Ağacı bulabilirsen, dileğini gerçekleştirebilirsin. Ama bulamazsan… sonsuza kadar bu ormanda kalırsın!” demiş.
Elara biraz korkmuş, ama bezelyesini hatırlamış. Bezelyenin verdiği cesaretle, cadının teklifini kabul etmiş. Morvena gülerek yok olmuş ve Elara ormanda yalnız kalmış.
Elara yürümeye başlamış. Kısa bir süre sonra, devasa kökleri göğe kadar uzanan, dallarında altın rengi yapraklar taşıyan Sihirli Ağacı bulmuş. Ama tam yanına yaklaştığında, ağacın etrafını saran sihirli sis yüzünden ağacı kaybetmiş.
Tam ümidini kaybedecek gibi olmuşken, karşısına yaşlı, sırtı hafif kambur, saçları bembeyaz bir kadın çıkmış. Bu bilge yaşlı kadının adı Lyria’ymış. Lyria, Elara’ya sıcak bir tebessümle bakarak, “Gerçekten aradığın şey Sihirli Ağaç mı, yoksa kalbinin sesini mi dinlemek istiyorsun?” diye sormuş.

Elara düşünmüş. Hatırlamış ki, annesi hep “Kalbinin sesini dinle, o seni korur,” dermiş. Elara, yastığının altındaki bezelyeyi cebine almış ve elini kalbine koymuş. İçinden “Doğru yol hangisi?” diye fısıldamış.
Bezelye hafifçe ısınmış ve Elara’nın içi birden aydınlanmış. Sis kalkmış, Sihirli Ağaç yeniden görünmüş. Elara, ağacın yanına giderek elini gövdesine dokundurmuş. “Dileğim, krallığımıza hep mutluluk ve barış gelsin,” demiş.
Ağaç birden altın gibi ışıldamış, yaprakları rüzgârda dans etmiş ve gökyüzüne doğru bir ışık yükselmiş. Tam o sırada Morvena öfkeyle ortaya çıkmış. “Bu nasıl olur! Sırf kalbini dinleyerek mi başardın?” diye haykırmış. Ama sihirli ağaç, kötü kalpli Morvena’yı büyülü kökleriyle sararak ormanın en uzak köşesine göndermiş.
Elara, bilge yaşlı kadına teşekkür etmiş. Lyria gülümseyerek, “Gerçek sihir, kalbinde taşıdığın sevgide ve cesarette gizlidir, Elara,” demiş. Elara bunu hiç unutmamış.

Prenses, saraya döndüğünde halk onu sevinçle karşılamış. Krallık o günden sonra hep barış ve mutlulukla dolmuş. Elara ise her gece bezelyesini yastığının altına koyarak, kalbinin sesini dinlemeyi sürdürmüş.
Ve böylece Prenses Elara, Sihirli Ağaç ve bezelyesi sayesinde, sadece kendi kaderini değil, tüm krallığın kaderini değiştirmiş.
Gökten üç elma düşmüş; biri Elara’nın cesareti için, biri Sihirli Ağacın sırrı için, biri de bu masalı okuyan güzel kalpleriniz için.