Kırmızı Başlıklı Kız ve Ormanın Kalbindeki Sır

Kırmızı Başlıklı Kız ve Ormanın Kalbindeki Sır

🎧 Kırmızı Başlıklı Kız ve Ormanın Kalbindeki Sır Masalını Sesli Dinleyin

Bir varmış bir yokmuş… Uzak diyarlarda, yemyeşil ağaçlarla kaplı büyülü bir ormanın tam ortasında, dostlukla örülmüş bir hikâye yaşanırmış. Bu ormanda iyi kalpli bir Prens, zarif ve cesur bir Prenses, kırmızı pelerinini hiç çıkarmayan sevimli Kırmızı Başlıklı Kız ve her zaman yardıma koşan yedi küçük cüce yaşarmış.

Bir gün, Prens sabah erkenden saraydan çıkıp ormanda yürüyüşe çıkmış. Kuşların cıvıltısı arasında yürürken, yol kenarında bir ağacın dibine oturmuş, düşüncelere dalmış. Tam o sırada Kırmızı Başlıklı Kız, elinde büyükannesine götürdüğü kurabiye dolu sepetiyle çıkagelmiş.

“Günaydın Prens!” demiş neşeyle.
“Günaydın Kırmızı Başlıklı Kız! Nereye gidiyorsun böyle?” diye sormuş Prens.
“Büyükanneme kurabiye götürüyorum,” demiş Kırmızı Başlıklı Kız, “Ama yolun ilerisi çok sessiz, biraz korkuyorum.”

Prens, ona eşlik etmeyi teklif etmiş. Birlikte yürümeye başlamışlar ve az ileride, ağaçların arasından elinde kitap taşıyan Prenses’i görmüşler. Prenses de sabahları ormanda kitap okumayı çok severmiş.

“Bize katılır mısın Prenses?” demiş Prens.
“Memnuniyetle,” diye cevaplamış Prenses, gülümseyerek.

Üçü birlikte ormanın derinliklerine doğru ilerlerken, aniden karşılarına yardımsever yedi cüce çıkmış. Cücelerin en yaşlısı olan Bilge, elinde eski bir harita tutuyormuş.

“Hoş geldiniz!” demiş Bilge. “Bize yardım edebilir misiniz? Ormanın kalbinde saklı eski bir kuyu var. O kuyu çok uzun zamandır kayıp, ama efsaneye göre o kuyudan içen herkesin kalbi iyilikle dolar. Haritada yeri işaretli, ama yol çok zor.”

Prens, Prenses ve Kırmızı Başlıklı Kız bir an bile düşünmeden kabul etmişler. “Elbette! Hep birlikte buluruz,” demiş Prens.

Yola çıkmışlar; dallarla kaplı patikaları aşmış, dere kenarından geçmişler. Kırmızı Başlıklı Kız cesurca sepetini taşırken, Prenses yolu aydınlatmak için yanında getirdiği küçük feneri yakmış. Cüceler, neşeyle şarkılar söyleyerek herkese moral vermiş.

Yolculuk uzamış, güneş tepeden kaybolup gölgeler uzamaya başlamış. Bir ara Kırmızı Başlıklı Kız ayağına takılıp düşmüş, sepetinden kurabiyeler dağılmış. Cücelerden Neşeli hemen ona yardım etmiş, kurabiyeleri toplamışlar.

Kırmızı Başlıklı Kız ve Ormanın Kalbindeki Sır

Sonunda, haritadaki yere varmışlar. Ağaçların tam ortasında yosun tutmuş taşlardan yapılmış eski bir kuyu duruyormuş. Kuyunun üzerindeki taşta “İçtenlik Kuyusu” yazıyormuş.

“Acaba hâlâ çalışıyor mu?” demiş Prenses, merakla.

Prens, kovayı kuyuya indirmiş, suyu çekmiş. Suyu gören herkes şaşırmış; çünkü su, sabah güneşi gibi parıldıyormuş. Hep birlikte birer yudum içmişler. O anda herkesin kalbini tarifsiz bir mutluluk ve huzur kaplamış. Sanki dostlukları daha da güçlenmiş, daha derin bir sevgi hissetmişler.

Cüceler, “Bu kuyuyu bulmamıza yardım ettiğiniz için teşekkür ederiz!” demiş sevinçle.
Prens, “Asıl siz bizi bu güzel yolculuğa çıkardınız,” demiş.
Kırmızı Başlıklı Kız, “Bence birlikte olunca korkacak hiçbir şey kalmıyor,” diye eklemiş.
Prenses ise, “Dostluk, en güçlü büyüdür,” demiş gülümseyerek.

Kırmızı Başlıklı Kız ve Ormanın Kalbindeki Sır

O günden sonra, Prens, Prenses, Kırmızı Başlıklı Kız ve cüceler, ormanda sık sık buluşup yeni maceralara çıkmışlar. Kuyunun yerini bir sır olarak saklamışlar; çünkü o kuyunun en güzel hediyesi, dostluğu paylaşmanın kendisiymiş.

Ve böylece, sevgi, cesaret ve yardımlaşma dolu bu masal, dilden dile anlatılmış.
Onlar ormanın derinliklerinde maceradan maceraya koşarken, masallar da bitmek bilmemiş…

Gökten üç elma düşmüş: Biri bu masalı okuyanlara, biri bu masalı yazana, diğeri de dostluğu hiç kaybetmeyen o güzel kalplere…

Masalı Hemen Paylaşın!